21 Mayıs 2016 Cumartesi

Orjinal Tez (yüksek lisans)

Benzersiz orjinal tez değerlidir

Yüksek lisans; Eğitim – öğretim hayatının lisansüstü düzeyindeki ilk adımı olan yüksek lisans hayatı, içinde bulunulan dönemde birçok insan tarafından sıklıkla tercih edilmektedir. Şüphesiz bu durumun ortaya çıkışında insanoğlunun kendini sürekli geliştirmek isteği başrol üstlenmektedir. Öyle ki geride kalan otuz – kırk yılda bırakınız üniversiteyi, lise mezunu olabilmek bile önemli bir ayrıcalıktı. Ancak değişen şartlar etrafında kendini sürekli iyileştirme amacı güden insanlık için an itibariyle bunlar yetersiz kalmaktadır. Çünkü dünya değişiyor, gelişiyor. Bunun yanında teknolojik olanların artması ve buna paralel olarak meydana çıkan değişimler artık üst düzey uzmanlık alanı meydana getirmeyi neredeyse zorunlu kılmaktadır. Hatta küreselleşme ve iletişim imkanlarının artması da bu değişimleri ciddi manada etkilemektedir.

Yeryüzünün herhangi bir noktasında yeni olarak ortaya çıkan bir olgu, ilerleyen zaman içerisinde hızlıca yayılmakta ve diğer topraklarda yaşayanlar da söz konusu durumdan etkilenmektedir. Etkileşim yüksek düzeylere ulaşmış haldedir. Önü alınamaz bu ilerlemeler etrafında işletmeler için sıkı rekabet koşulları meydana gelmiş, insan kaynaklarının önemi had safhalara ulaşmıştır.

Hudutların da neredeyse ortadan kalkmış olması (kağıt üzerinde bulunsa da etkileşim noktasında sınırların manası asgari düzeye indirgenmiştir) mevzubahis etki-tepki olayını iyiden iyiye artırmaktadır. Günümüz modern şirketleri artık insan kaynağının bu denli ehemmiyetini tespit ettiklerinden dolayı da görece iyi olanı tercih etmeye başlaması sebebiyle, çalışacağı yerde tercih sebebi olmak isteyen kişiler, hayat içerisinde birçok dengeyi bir arada götürmek suretiyle kendilerini daha üst düzeylere taşımaya gayret göstermişlerdir. Aksi takdirde kurumlar tarafından aranılan birisi olmak son derece zor görünmektedir.

Anlatıldığı halde gelişimlerin gözlemlendiği bu koşullarda öğrenciler de eğitim hayatını bir türlü sonlandıramamaktadır. Sonlandırmaktan kastedilen çalışma hayatı başlasa dahi gerek kurum içi gerekse de dış çevreden eğitim desteği alınmasıdır. Hiç kimse bu hususun önemsiz olduğunu iddia edemez çünkü artık şirketlerin çoğunluğu dışarıdan hizmet satın almakta veyahut eğitim veren yerlerle çeşitli anlaşmalar yapmaktadır. Yapılan anlaşmalarla – eğer talep edilirse –işyerlerinin belirlediği noktalarda dersler verilmekte olup, deyim yerindeyse dersler talebelerin ayağına götürülmektedir.

 Diğer yandan işyerlerinde bu çıkarlar varken, öğrenimine devam etmek isteyenlerde normal piyasa koşullarına göre daha düşük miktarlarda ödeme yapmaktadırlar. Tam da bu noktada karşılıklı bir kazan – kazan modeli meydana getirilmiştir. Öyleyse artık olanaklar son derece gelişmiş haldedir. Durumun bu hale gelmesindeki en önemli etkenlerden bir diğeri de şüphesiz son yüzyıl tüketicisinin kral olmuş olmasıdır. Anlatılan öğrencilerin bulunduğu lokasyona gitme işlemini genellikle özel girişimlere ait kuruluşlar sağlamaktadır. Zaten normalde ödemesi gerekenden daha az ödeyen talebelerin bu durumu fırsata çevirmemesini beklemekte mantıklı olmayacaktır.

            Tüm bahsedilen kıstaslar gözlemlenirken bir de bakılıyor ki geçmişte önemli bir pozitif ayrımcılığa neden olan programlar artık yetersiz olarak deklare ediliyor ve lisansüstü aşamayı bitirmek sıradanlaşabiliyor. Hepimiz bu durumun meydana gelişini takip ediyoruz. Kısacası şu anki durumda hayat boyu eğitim felsefesi uygulanmak durumundadır. Bu kadar ileri düzeylerde uzmanlaşmış kişiler ise hayatını neden bir doktora ile taçlandırmayım ki? Sorusunu kendine soruyor ve son adımı da atmaya başlıyor.

Tek bir hamle ile artık son aşamaya gelmenin mümkünatı olduğuna göre bunu kim istemez ki? Ne kadar yaşayacağımızı bilmediğimiz evren yolculuğumuzun en az on sekiz yılını okullarda geçirmiş olmamız yetmiyor, devamında da doktorayı bitirmek için kolları sıvıyoruz. Çokta mantıktan uzak bir seçenek olarak ifade etmenin mümkün olmadığı bu husus, yakın gelecekte zannediyoruz sıradan hale gelecektir. Kim bilir belki bunu da bir fırsat olarak keşfedecek birileri yeni bir akademik seviye üretecektir. İlgili girişimin başarısız olma ihtimali gerçekten zayıf bir ihtimal olarak görünmüyor mu?

            Sonuçta durum yukarıda anlatıldığı haliyle nereye gidecek merak konusudur. Kesinlikle hayatımızın her evresinde eğitimi destekliyor ve bunun gerekliliğine yüzde yüz katılıyor olsak da ne kadar ömrümüzün olduğunu bilmediğimiz yeryüzünde bu kadar şartları zorlamanın manası var mı düşünmek gerek. Konu hakkında artık kimsenin akademik çalıştay hazırlamak istememesini biraz anlamlandırabildiniz diye düşünüyoruz. Belki de biz bu sebeple faaliyet gösteriyoruz ve biz veya bizim gibi merkezlere talep bu sebeple her geçen gün artmaktadır. Kimbilir?

şimdide garantili tez hizmeti başladı https://tezdegaranti.wordpress.com